Türkiye’deki birçok yapının riskli olduğunu söylemek mümkündür. Riskli bölgelerde yer alan yapılar ile beraber riskli olmayan bölgede bulunan ancak kendisi riskli bir bina olan yapıların yıkılarak yerlerine yenilerinin yapılması gerekmektedir. Bu tür binaların yıkılmasının ardından yerine yepyeni binalar inşa edilmektedir. Bu noktada, binanın bu şekilde değerlendirilmesi için birtakım şartları yerine getirmesi gerekir.
Türkiye’de geçmişten günümüze kadar birçok deprem yaşanmıştır. 1992 Erzincan depremi, 1999 Marmara depremi derken 2020 yılında da Elazığ depremi yaşanmıştır. Bu depremlerin ertesinde Türkiye’deki yapıların ne kadar güvenli olduğu tartışılmaya başlanmıştır. Sonuç olarak, riskli konumda bulunan yapıların baştan aşağı yenilenmesi noktasında kentsel dönüşüm adı altında bir uygulama devreye girmiştir.
Kentsel dönüşüm kapsamında binaların yıkılması ve yeniden yapılması söz konusu olmaktadır. Bu süreçte ise hak sahiplerine farklı yardımlar yapılmaktadır. Kredi desteği ve kira yardımı sayesinde hak sahiplerinin bu süreci sorunsuz atlatması istenmektedir. Bir yapının kentsel dönüşüme dahil olması için yapının riskli olması gerekmektedir. Riskli yapı; riskli alan içerisinde veya dışarısında olan, ekonomik ömrünü tamamlayan, yıkılma ve ağır hasar riskleri ile karşı karşıya kalan yapıları temsil etmektedir. Riskli yapının tespit edilmesi ise maliklerden herhangi birinin yapmış olduğu başvurunun neticesi olarak lisanslı firma tarafından gerçekleştirilmektedir.